14 Ocak 2012 Cumartesi

Butterflies Are Free

Kelebekler Özgürdür (1972)

Belki mekanlar sınırlı olabilir, velhasıl filmin çoğu, fare yuvası mı desek yoksa aşk yuvası mı desek, ona benzer bir apartman dairesinde geçmekte. Konuşulanlar o kadar güzel ve anlamlı ki zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Hele ingilizceniz de varsa diyalogları dinlemek çok hoş oluyor.
Edward Albert ve Goldie Hawn

İri gözlü Goldie Hawn gençken ne kadar da cıvıl cıvılmış, çılgın ve özgürlükçü hippi kız tanımına tam olarak uyum sağlamaktadır. Goldie Hawn'ın gülüşü size tanıdık gelebilir, zira kendisi Kate Hudson'un annesi oluyor.

Gelgelelim kelebeklere ve Kelebekler Özgürdür ismine, esas oğlanın bu isimle bestelediği bir şarkı tıpa tıp bizim çiçekçi kıza göre yazılmış havasını veriyor.

Filmin konusu kısaca şöyle, kör bir oğlan rolündeki Edward Albert annesinin aşırı korumacılığından  kurtulup bağımsızlğını kazanabilmesi için ayrı bir daireye taşınır. Burada kendisine komşu olan hippi kız Jill (Goldie Hawn) ile tanışır ve aralarında enteresan bir ilişki başlar. Sarışın körü ağarlar gibi..




Filmi çok eskiden izlemekle beraber Goldie Hawn'ın filmografisine bakarken tekrar gözüme ilişip tekrardan izlemek isteği bende uyandırdı. Bunca zamandan sonra film hakkında fikrimin hiç değişmediğini görmem aslında sevindirici, hala hoş ve şirin bir yapım olarak karşımızda duruyor, ama bu tüm o tatlılığın yanında keskin bir mesaj vermeyi de ihmal etmiyor.


Goldie Hawn dıştan bakınca baya saf bir görünümünde olduğunu söylebiliriz. Hani sarışınlar aptal olur derler ya da saf saf konuşmaları olur ama bir anda ağızından dökülen kelimelerle karşıdakini dumura uğratabilecek kadarda cin fikirli ve akıllı.

Filmde aşkın saf duyguları yanında korku, endişe, önyargı gibi, koruma içgüdüsü ve tükenmişlik gibi insancıl meselelere yer verilmektedir. Sonrada keşfedilen Solomon adaları gibidir bu film, hem gizemli hem aydınlatıcı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder